Istekleriniz Dersler Programlar Oyunlar Incelemeler Cover Şarkılar ve Dublajlar

28 Ağustos 2015 Cuma

♥ Anticlove Otome Oyun İncelemesi ♥


Herkese merhabalar efenim :) Nasılsınız? Beni soracaksanız öylece boş boş oturuyorum birşey yapmadan.Canım sıkılıyor.Herneyse beni boşverelim şimdi.Sizlere bir süre önce bulduğum Türkçe'ye çevrilmesini beklediğim Fransız bir yapım olan AnticLove oyununu tanıtacağım.Türkçe geldiğine sevinmiş olan ben hemen girdim ve ne göreyim google translate ile Türkçe olduğunu gördüm ve büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Ama bu hayal kırıklığı hadi bırakta oynama demedi bana.Hadi aç bi üyelik ve bak bakalım neler var dedi.Üye oldum ve karekterimi oluşturdum.Hikaye sıradan bir hikaye gibi geldi.Şu an için yeni üyeler için 0.bölüm ve daha sonrasında 1.bölümü oynadım.Google Translate sağolsun bazı şeyleri anlayamadım ama size anladığım kadarıyla anlatayım.

0. bölümde ilk odamızda uyanıyoruz.Annemizle konuşuyoruz.Nasıl uyudun diye soruyor annemiz sonrasında cevap veriyoruz iyi uyuduk diye.Ardından dışarı çık hava al diyor ve dışarı çıkıyoruz.Dışarı çıktığımızda birisi çıkıyor karşımıza.Seni tanıyor  gibiyim diyor.Adımızı söylüyoruz.Sonrasında oyun hakkında bilgi veriyor.Biliyorsunuz ki aşkitomda bir hareket etmeyle 2 app gidiyor fakat bu oyunda hareket etmeyle 1 ep gidiyor ki bu iyi birşey.Aşkitomdaki sistem burada da var günlük girişlerde app veriyor ve parada veriyor sanırım.Karşılaştığımız kişi benimle gel sana güzel bir şey göstereceğim diyoruz ve gidiyoruz.Gittiğimiz yer park.Karşılaştığımız kişi bize geldiğimiz parkın güzel olduğunu söylüyor ve bizde aynı fikirde olduğumuzu söylüyoruz.Sonrasında yine oyun hakkında bilgi veriyor ve karşılaştığımız kişi seninle görüşmek iyidi ve benim gitmem lazım diyo.Bizim kızda görüşürüz diyerekten eve gidiyor.Annemize yorgun olduğumuzu söyleyip odamıza gidiyoruz ve hayalimizde Mısır'a gitmek istediğimizi ve oradaki arkeoloji üniversitesini kazanacağımızı düşünüyoruz.Sonrasında telefonumuz çalıyor ve bir bakıyoruz ki bize abayı yakmış ve tanıdığımız bir çocuk bizi arıyor.Muhtemelen arayan kişi bizim manitamız olabilir tam emin değilim :D Diyor seninle buluşmam lazım gelebilir misin parka? Bizde diyoruz tamam geleceğiz.Gidiyoruz parka buluşuyoruz.Adı Billy'di sanırım çocuğun.Diyor gitme.Ama bizim hayalimiz Mısır'a gitmek.Diyoruz üzgünüm gitmek zorundayız.Sonrasında postahaneye gidiyoruz bize mektup gelmiş.Açıyoruz ve Mısır'daki üniversiteye gitmeye hak kazanmışız.Eve dönüyoruz ve annemize haber veriyoruz.Tabi oraya tek gitmek olmaz bir arkadaşımız var adı Marilyne.Kızıl saçlı çok şirin bir kız.Onunla birlikte gidiyoruz Mısır'a

0.bölümün özeti böyle diyebilirim.Sadece 0.bölümünün özetini paylaşacağım diğer 1.bölümü ve sonraki bölümü oynayarak öğrenebilirsiniz neler olacağını :D


Bu bizim Billy sanırım  eski sevgilimiz bizi çok seviyor.Üzüldüm çok çocuğa.Ben olsam beklerdim sahip çıkardım aşkıma başka erkeklere sulanmazdım gittiğim yerde ama ana karekterdeki kızımızı ve arkadaşını anlamadım.Üniversiteye gelir gelmez yakışıklı erkek yakışıklı erkekler diye konuşuyorlardı.Demek ki üniversiteyei kazanmayı bekliyorlarmış erkek için.Oyunda şu iki bölüm içerisinde anladığım kadarıyla biz Mısır'daki bir prensesin rearkarne (yanlış yazdım sanırım) haliyiz.Rüyamızda hep Mısır'da bir sarayda uyandığımızı görüyoruz ve bize yardım eden bir hizmetçiyi.Ardından Amon adında birisini görüyoruz.Amon bir savaşçı sanırım.Bizi sevdiğini söylüyor.Ama sevmekten kastı prenses olarak mı yoksa abayı yakmış aşık olmuş şekilde mi bilmiyorum.Üniversitede ünlü birisinin oğlu var.Adı James'tı.Üniversite müdürünün oğlu sanırım.


Bu sarışın yakışıklı James.Bizi 1.bölümün sonun yanaktan öpüyor.Neden öptüğünü bilmiyorum.Sanırım buda rearkarne birisi bana öyle geliyor.Çünkü hep hapishane ile ilgili sorular sordu.Bence kesin bu şahıs Amon olabilir.Ama bilmiyorum.


Buda 1.bölümde bulduğumuz kolye.Bu kolyeyi hiç kimseye vermeyip saklıyoruz.Bulduğumuz kolye rüyamızdaki hizmetçinin dediğine göre bizim babamızınmış.Yani babamız bize vermiş kolyeyi.

Şu anlık için 3 tane görsel resim var oda 1.bölümde.Diğer bölümlerinkisi çizilmemiş sanırım.

Size bir uyarıda da bulunmak istiyorum.Üye oldunuz 0.bölümü bitirdiniz.Ekrana bir bildirim geliyor ama tuşu yok.Şöyle yapacaksınız.O ekranı kapatın bildirim ekranını sonra oyna tuşuna basın tekrardan bu sefer oyun ekrarnına küçük ekranlar gelecek.Ekranı sol sağ oklara basarak değiştirebilirsiniz.Ama maceraya devam et sayfası çıkınca tüm bölümlere basın ve sonraki bölüme tıklayın.Böylece yeni bölüme geçiyorsunuz.Bu biraz problem olmuş aslında oyunda.

Gelelim mini oyunlara toplam 2 tane mini oyun var birisi para kazanmak için biriside app kazanmak için.

İlk oyunumuz Amon'la birlikte.


Toplam 3 kere oynayabiliyoruz.


Bu bizim Amon dediğim kişi :D Yanda sandık var ona tıklayarak açıyoruz kaç para var diye.Kazanırsak böyle birşey çıkıyor.


Kazanamazsak ise şöyle çıkıyor.


Eğer haklarımız biterse ve tekrar girersek şöyle diyor.


Cümle google translate olduğu için yarım yamalak.Size ben ne dediğini çevirebilirim :D Üzgünüm prensesim bugünlük size sunacağım sadece kalbim var gibisinden birşey diyor.

Şimdi diğer oyuna geçelim.2. minioyunda  app kazanıyoruz.


Bu herifin adı Howard.Kendisi James'in babası ve üniversitenin müdürü.Bu oyunda tuzaklardan kaçıyoruz.Bu nasıl mı oluyor? İlk bir kapıdan girip 2 app alıyoruz karşımıza tekrar 2 kapı çıkıyor eğer doğru kapıyı seçersek tekrardan app alıyoruz.Eğer yanlış olanı seçersek kazanamıyoruz app.


Ben kendimi riske atmayıp alıyorum app'ı :D

Sonrasında adamımız şöyle birşeyler diyor.


Burda ne demek istedi bilmiyorum.Ama tek anladığım kazanmak için yarın tekrar gel olduğu.

Kendinize yeni kıyafetler saçlar alabiliyorsunuz :D Benim tipim böyle :D


Kısacası oynumuz böyle size adres linkini atayım.Aşağıdaki resme tıklarsanız sitesine gidersiniz.


Yazımın sonunu getireyim :) Beni gitti sanmayın buralardayım :) Size iyi günler derim ve görüşürüz sevgili okurlarım :D

Not: Anticlove oyununa yeni çevirmen gelmiştir.Anticlove ile ilgili sorularınız olursa aşağıdaki linke tıklayarak sayfaya gidebilirsiniz.


9 Ağustos 2015 Pazar

♥ Bloom-Chan'la Dertleşme Vakti ♥


Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız? Beni soracak olursanız iyiyim.Öncelikle iyi haberimi vereyim sevgili okurlarım üniversiteyi kazandım :D 3-7 ağustos arası yapılan üniversite kaydını 4 ağustosta gidip yaptırdım ve üniversiteden bir kalem (hediye sanırım) alarak ayrıldım.İstediğim bölümün gelmemesinden korkan ben istediğim bölümün gelmesiyle havalara uçmuştum.Lakin üniversite kayıt sırasında bende heyecan olmadı diyebilirim.Ya da azıcık oldu sanırım heyecan.Üniversite kaydım kısacası şöyle oldu : Gerekli evrakları dosyaya koy.Dosyaya adını yaz.Sonra adını yazdığın kalem senin olsun.Bir sonraki adımda online kayıt yapacağın yere git.Online kayıt yap ve dosyayı ver.Ardından öğrenci belgeni al  damgalat ve hadi yallah.İlk defa bir üniversiteye gideceğim için inciğini cıncığını sordum herşeyin.Ek ders seçimi,öğrenci bilgi formunun nasıl yapılacağı ve aldığım cevapta kısaca şu oldu : okulun ilk haftası halletcez.Üniversitenin 7 eylülde açılacağını öğrenip çıktım öylece.Ne üniversite kartı aldım ne de kendime ait olan bölümün ders programını öğrenebildim.Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim.Kayıt yapılan yere girdiğimde sıralara oturmuş öğrenciler kapıdan girdiğimde o keskin gözlerle bana baktılar.Bi an giyinişimde sorun mu var sandım.Sanmadan da edemedim.Üniversiteye adım atar atmaz kızlar erkekler ne kadar modern giyiniyolar öyle! Daha bakımlı oluyorlar sanki! Şık şık giyiniyorlar ki kendimi sanki oradan dışlanmış başka bir dünyadan sandım.Ve şunu da anladım ki ilköğretim ve lise de tek kıyafet giyerek başka kıyafetlere gere kalmıyordu lakin üniversitede değişik değişik kıyafetlerle gelmek gerekiyor ki buda masrafların başlayacağına bir işaret.

Gelelim üniversitenin ilk gününde neler yapacağım daha doğrusu neler yapabilirim.Üniversitede gittiğim bölümde tanıdığım bir arkadaş olmadığı için sanırım sıraların en önünde otururum.Daha sonrasında etrafıma bakarım neler oluyor neler bitiyor.İnsanlarla pek iletişime geçmem gibi.Kim benle konuşursa bende konuşurum.Umarım ki sınıflarda tek kişilik oturma yerleri olsun.Yanımda birisinin oturmasını istemiyorum.İlköğretim ve lisede çok çektim bu sıra oturma şeyleri yüzünden.Muhtemelen sınıfta herkes birbirine kaynaşır lakin ben kaynaşamam gibi kişilere.Karekterim böyle olsa gerek zar zor tanımadığım kişilerle diyaloğa giriyorum.Zaten tanıdığımda gerisi geliyor.Ama dediğim gibi pek yüz göz olmam konuşurlarsa konuşurum konuşmazlarsa tekmeyi  basar yoluma bakarım.Tenefüsleri sanırım bir yarım saate yakın olur  ve sıkılmamak için yanıma okumalık kitap alırım yada almam.Üniversite başlar başlamaz bide bunun kalabalığı var değil mi? Aslında biraz korkuyorum ya yapamazsam bitiremezsem diye.Ya geçemezsem dersleri.Hep karamsar  bakıyorum herşeye.Belkide kendime umut veripte olmazsa üzülmemem için olabilir.

Size şundan da bahsetmiş miydim bilmiyorum ama asosyalliğin üst safalarına ulaşmış gibiyim sanki.Birisiyle konuşmak istesem birkaç çok sevdiğim arkadaşlarımdan başka kimse yok.Bir yandan bundan yakınırken bir bakıyorumda yüz göz olmuş bir sürü arkadaşı olan ve çok konuşan kişileri hem onlara imreniyor hemde nasıl arkadaşlarını incitmeden konuştuklarını anlamaya çalışıyorum.Şahsen ben incitmemeye çalışıyorum ve onları düşünüyorum.Ama bir süre sonra bakıyorumda iyikim çok arkadaşım yok diyorum.Çok olmasın birkaç tane olsun ama gerçek olsun daha iyi.Belkide atılgan çok konuşkan olmadığımdan çok arkadaşım yok.Belki de yılışık olmadığımdan.Ama yılışkan olamam işte karekterime ters arkadaş.Ve şunuda kendimde gördüm ki insan ilişkilerinde iyi değilim.Evet iyi değilim.İşte bu yüzden kendimde olan utangaçlık asosyalliğe (afedersiniz efenim ama bunu diyeceğim) sıçayım diyorum.Belki de bir psikoloğa danışmalıyım ha ne dersiniz.Veyatta bu karekteristik özelliğim insan göre göre konuşa konuşa düzelecek.

Şu an üniversite yıllarını yaşayacak olan  Bloom-chan belki bir manita da bulur ha ne dersiniz.Şaka şaka meraklı değilim manita bulmaya.Tek yaşarım daha iyi.Bi de erkek dırdırı çekemem.Git buluş.Aşkım cicim de,mesajlaş bunlar bana göre değil arkadaş.Sanırım ben böyle yapamam.Uğraşamam bir erkekle.O yüzden tek başa daha iyi.Şunu da itiraf edeyim.Şu kız erkekler nasıl sevgili buluyor yada sevgili olunca neler oluyor merak etmeden edemiyorum.Ama bir yandan da sevgilileri görünce vıcık vıcık tiksiniyorum.Sanırım Bloom-Chan yanlızlığa mahkum olacak.

Herneyse benden bu kadar.Şimdi yazdıklarıma bakacak olursak duygusuz bir şekilde veyatta karamsar bir şekilde yazı yazdığım ortaya çıkabilir.Şen şakrak olmadı  bu yazım.Arada böyle iç dökme yazılarım oluyor işte.Kendinize iyi bakın der ve arkamı dönerek gider ve sonradan size dönerek el sallayarak ''hoşçakalın!'' deyip yazımı sonlandırıyorum efenim.Sağlıcakla kalın ve bana ileride neler yaşayacaklarım hakkında  bol şanslar dileyin!!

3 Ağustos 2015 Pazartesi

♥ Bloom-Chan'la Cover Zamanı ♥


Merhabalar efenim :D İçimden geldi cover yapayım.Karga sesimi duyunca bir garip oluyorum nedense.Aslında üşenmedim ve neden garip geldiğini buldum.İnsanın kendi kulaklarıyla duyduğu ve kaydettiği sesi farklıymış.Kaydettiğimiz ses aslında gerçek sesimiz imiş :D

İlk baş coverım Tokyo Ghoul'un 1.açılış şarkısı.Her cümleyi teker teker mp3 olarak kaydedip birleştirmem sonucunda böyle birşey çıktı ortaya.Birde gidişatı uydurmak için çok uğraştım ama olmadı olsun.Sonuçta cover'ın amacı eğlenmek :D

2.Cover ise sword art online 2.sezonun 1.açılış şarkısı.


Bu sefer sanki güzel oldu gibi :D Burda da teker teker her cümleyi kaydedip tek seferde söyleyip kurtuldum :D Ve şunu da anladım ki her mikrofon sesleri değişik veya farklı bir şekilde çıkarıyor efenim :D Ve unutmadan şunu da söyliyeyim şarkıları dinlemek isterseniz resimlere tıklayın orada video çıkacak dinleyin :D
Herneyse bugünlük benden bu kadar bir sonra ki yazımda görüşmek üzere efenim hoşçakalın :)