Istekleriniz Dersler Programlar Oyunlar Incelemeler Cover Şarkılar ve Dublajlar

20 Aralık 2017 Çarşamba

♥ Şöyle Böyle ♥

(Resim aslında bilgisayar Wallpaper'ıdır.İndirip kullanabilirsiniz.Orjinal Sonic.jp'den alınma :D )

Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız? Yaklaşık şöyle 1 aydan sonra sizlere yeni yazımı takdim ediyorum efenim.Diceksiniz yada demiyeceksiniz.BloomChan sen nerdesin? Valla ben evimde malak gibi oturuyorumda oturuyorum.Ee diceksiniz evde oturuyorsan niye yazı yazmıyorsun? Açıkçası yazma hevesimi bekliyorum diyebilirim yada yazı yazma patlama seviyesine gelmeyi bekliyor da diyebilirim.Fakat sitemin şablonunu canım sıkılınca hemen değiştiriyorum :D Bu yeni temam cingılmens.Hazır yeni yıla giriyoruz bende süsleyeyim dedim.Gavurlara özeniyorum efenim.Şaka bi tarafa da ben bu tür yok yılbaşı yok noel yok çam ağacı süsleme ilgilenmiyorum.Dinende bizde zaten böyle birşey yok.Lakin insanları çekmek için yaptıkları süsleri beğeniyor ve gözlerime bayram ziyafeti çektiriyorum.Geçenlerde facebookta kendiminde yer aldığı bir kadın grubunda şunu gördüm.Sizlerlede paylaşmadan edemeyeceğim açıkçası.Birisi yabancıların böyle noel için çorapları oluyor onların içine hediyeler koyuyorlar o çoraptan yapıp çocuklarının ayakkabılarının üzerine koymuş ve sabah uyanınca görüp noel babadan geldiğini sanıp mutlu olmalarını istemiş.Bunuda resimli bir şekilde paylaşmış.Tabi bu gönderiyo karşı çıkanlarda var sahip çıkanlarda.Ben kendi fikrimi söyleyecek olursam böyle şeyler ne yaparım nede çocuklarım olursa onlarında yapmalarına müsade ederim.Benim kendi dinimde olmayan şeyi yapmam açıkçası.Karşı çıkanlarada dedikleri şu biz diğer dinlere saygı göstermelerini istiyoruz.Ulan benim dinime saygı göstermeyenin şeyini niye yapmak zorundayım.Onu geçtim zorunluluk ta yok.Bizim ne güzel kurban ve şeker bayramlarımız var.Gerçi bu zaman ki bayramlarda eskisi gibi mi tartışılır.....Bu dejenarasyondan başka birşey değil yaptıkları.Tamam bende saygı duyuyorum bizim dinimiz başka dinleride kabul ediyor ve hatta onların ibadethanelerine gidip inceleyebiliyoruz.Ama yapmam.Benim yapıma ters arkadaş bide bunu dini boyutunu bilip yapıyorlar.Daha ne diyebilirim ki....Aynı şekilde 14 Şubat sevgililer günü içinde geçerli.Araştırırsanız onunda iç yüzünü öğrenirsiniz.Lakin 14 Şubat'ta bayağı iyi indirim oluyor.Bende bundan yararlanıyorum.Doğruya doğru şimdi.Bu yılbaşı indiriminden de yararlanacağım.Bu düşüncemi de dile getirdikten sonra gelelim ben ne yapıyorum.
Evde daha önce dediğim gibi malak gibi oturuyorum.Kasımın sonlarına doğru yada Aralık ayının başlarında sanırsam Güney Kamu Sekreterliğinden telefon aldım.Vardiyalı şekilde Kartal Lütfi Kırdar'a yada Koşuyolu'n eleman alacaklara dair bir bilgiye ulaştım tabi bu işe alma durumu geçici 6 aylık bir işti.İlk başta heyecanlandığım için biraz abuk sabuk şeyler söylemiş olabilirim.Aileme sormam gerektiğini söyledim karşımdaki da tamam siz sprun ben tekrardan aracağım dedi.Aileme de danıştım ve sağolsun 1 saat içerisinde beni aradı ve bende kabul ettim.Bendeki saflık şudur ki işe ne zaman başlayacağım siz mi belirleyeceksiniz diye sordum.Karşı tarafta daha mülaakata gireceksiniz dedi.Herneyse mülaakat günü geldi.Ben buluşma saatinin bir yarım saati erken geldim.Güvenlik görevlilerinle konuşup sekreterliğin 2 katına çıktım.Sandalyelerden birinde bir kız oturuyordu.Oda mülaata gelmiş konuştuk filan tam 2 senedir iş arıyormuş.Herneyse biraz konuşmanın ardından girdik klavye testine.1 dakkada kaç kelime yazarsan.Bu formalitedenmiş.Sonrasında 11.30 da güvenliğin orda olun dediler.Biz bekliyozda bekliyoruz.Saat neredeyse 12'ye geliyor.Sonrasında toplantı odasına aldılar.Bir adam vardı.Her birimizle konuştu ve sonrasında da komüte başkanı gelmedi sizi pazartesi günü yeniden çağıracağız aynı saatte dedi yada sizi ararlar dedi.Boş boşuna gelmiş oldum.Pazartesi günü gittim o günde boşuna gitmişim.Bizi arayacaklarmış ve yetki değişimimi ne olacakmış.Neredeyse 1 ay olacak onlarda aramadı.Kimsenin beni aradığı yok.Kpss çalışıyor musun desen içimden gelmiyor.Hastaneler 1-2 kişi aldıktan sonra çalışmak ne fayda.Taşeron olarak gir daha iyi.Çalış anasını satayım.Kpss'den iyi puan alamayacağım onuda biliyorum.Matematik yok ve bilgileri filan unutmuşum.Çalışasımda gelmiyor.Geçenlerde 2016 yılının Kpss sorularını baktım.Aslında yapabiliyorum tabi bilgi sorularıda var.Onları iyi öğrenmek lazım.
Bilemiyorum durumum ne olacak.Şu sıralar şu birkaç zaman diyim canım sıkılıyor.Bu can sıkıntısı normal can sıkıntısı değil.Umarım bu sorunlar düzelir ve iyi oluruz yada olurum.
Benden kısaca bu kadar.Yeniden asosyal olmaya başladım diyebilirim.Öyle çok arkadaşım yok.Var olan arkadaşlarında bazıları ya aramıyor yada birşey sormak için arıyor.Açıkçası ben adım atmıyorum.Atmayıda düşünmüyorum.Tabi onlar konuşursa konuşuyorum.İnsanların peşinden koşmaktan bıktım.Onların konuşması için ben açıp konuşmaktan bıktım.Annem diyor etrafında kişi kalmıyacak diye.Kalmasın istemiyorum.Onların beni düşündüğünü bile zannetmiyorum.Düşünen insan böyle yapmaz.Sanki ben düşünüyorumda be oluyor.Kimseyle iletişi edip konuşmak istemiyorum.Aramak istemiyorum.Böyle tek başıma evde malak gibi yaşamaktan mutluyum.Evlenmeyide düşünmüyorum.Bana uygun birisinin çıkacağına şüpheliyim açıkçası.Ben animeleri seven oyun oynamayı seven biriyim.Bunu bilen ve kabul eden birisi çıkar mı bilemem.Ne yemek yapmasını biliyorum ne oda toplamasını.Ben kendimi evliliğe yada çocuk sahibi olmaya hazır bile hissetmiyorum.Sevgilim bile olmasını istemiyorum.Haberlerde görüyorum yada sosyal medyada gruplarda okuyorum öyle şeyler oluyor ki....Öyle inanlar var ki...Bazen düşünüyorum keşke çift kişilikli olsaydımda o kişilik esas kişiliğimden güçlü olsaydı.O halletseydi herşeyi benim gibi pısırık pasif olmasa.
Şu günlerde nazar var diye düşünüyorum.Çünkü muhabbet kuşlarımdan biri öldü.Diğerinde de ur çıktı kanadında.Kuşlarıma nazar değdi.Yumurtlayan kuş gitti.Bilmiyorum ne olacaklar.
Bu yazımıda sonlandırmak istiyorum.Artık yeni yazılar ne zaman gelir bilemem.Belki oyun bilgilendirmeleri yaparım.Birkaç oyun yüklü duruyor.Yarım bıraktım hazır işimde yok onları bitirmek istiyorum.Herneyse efenim.Görüşmek üzere der ve giderim.

28 Kasım 2017 Salı

♥ Senki Zesshou Symphogear Anime Yorumu ♥


Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız? Beni soracaksanız evimde oturuyorum.İvet efendim sizlere sevdiğim bir anime olan Senki Zesshou Symphogear animesinin yorumunu yapacağım.Tabi anime hakkında eleştirilerimde olacak.Çok zamandır düşünüyordum bunu zaten.
Müzik ve savaş dolu bir anime olduğunu söyleyebilirim.1.sezon çizimleri eski olmasına karşın güzel zaten 2.sezondan sonra çizimler daha da güzelleşiyor.Her sezon ayrı ayrı düşmanları oluyor.Animeye de Nana Mizuki var olduğu için başlamıştım o zamanlar.Takiplilik halide halen devam etmekte bende.Animenin toplam 4 sezonu var.3'ü türkanime de çevrilmiş durumda fakat 4.sezonu daha çeviremediler.Bu arada her karekterin kendine ait şarkısı var anime boyunca.Bu şarkıların tam sürümlerinide indirebilirsiniz ki ben indirdim ve dinliyorum sevdiklerimi.
Öncelikle şudur ki ben bu animenin nereye kadar gideceğini artık kestiremiyorum.Konudan konuya mı atlıyor desem yani bir hiçliğe doğru gidiyormuş gibi.İlk sezondan aldığım tadı diğer sezonlardan alamadım açıkçası ama takip ediyorum severek orası ayrı.Animede güç dengesizliğide var.
Şimdi gelelim bu dengesizliklere öncelikle bu animedeki karekterlerin hepsi Symhoger kullanıcısı ve insanları tehdit eden gürültü adındaki yaratıkları yok ediyorlar tamam iyi hoş güzel.Yaratıkları dövün tamam.İlk bölümde sevdiğim karekterlerden biri olan Kanade Amou'yu boş boşuna harcadılar mesela.Gürültüleri yok etmek için kendisi kuğu şarkısı söyledi ki bu kuğu şarkısı Symphogear kullanıcıları için ölümcül bir şey.Hem güçlendirip hemde öldürüyor.Kanade'nin mangaya göre versiyonunda Linker adında ilaç almadığı için kuğu şarkısını söylediğinde öldüğü gösteriliyor.Linker kullanıcılarıda saf Symphogear kullanıcısı değil.Bu gücü kullanmak için ilaç lazım.Tamam karekter gitti onun yerine başka bir Gungnir kullanıcısı geldi ki oda Hibiki adında hiç sevmediğim bir karekter.Kendisini hiç sevemedim ve sevemeyeceğim gibi.Gelelim başka bir kuğu şarkısı vakasına bu sefer Tsubasa Kazanari şarkıyı söylüyor ve yaralı olarak kurtuluyor ve tedavi görüyor.Ulan nasıl yaralı olarak kurtuluyor o şarkıdan.Sonrasında da Yukine Chris söylüyo oda hayatta kalıyor.Ben anlamadım arkadaş ben anlamadım.Sonrasında da Hibiki söylüyor kuğu şarkısını ne yaralı oluyor ne bişey.
Daha sonrasında 2.sezonda yeni karekterler katılıyor yeni Symphogear kullanıcıları geliyor animeye.Bu sezonda da siyah Gungnir kullanıcısı Maria geliyor.Aaa bu nasıl olur diyorlar.Nasıl başka bir Gungnir kullanıcısı olur diyorlar.Ben Gungnir kullanıcısı bir tek Kanadeyi tanırım diğerleri fostur  benim için.Herneyse bunlar kendi aralarında savaşıyorlar ediyorlar sonra barışıyorlar.Ve hep birlikte kuğu şarkısı söyleyip süper moda ulaşıyorlar.Lann niye kimse ölmüyor pekii!!!
3.sezonda da Maria artık bir Gungnir kullanıcısı olmayıp ölen kardeşinin Airgetlam'ı kullanır.Hibiki 3.sezonun bazı bölümleri boyunca kendi güvenini kaybetmiştir.Bi bölümünde arkadaşlarıyla birlikte giderken önüne gürültüler çıkar.Yenmek için dönüşmesi lazımdır ama yapamaz.Gungnir onu kabul etmez.Son anda Maria gelir ve Gungnir'ı kullanıp düşmanı bi nebze geri püskürtür.Kendisi de linker olduğu için o kadar çok kullanamaz Gungnir'i ve biraz zarar görüp çıkartır Gungnir'i bunun üzerine Hibiki'de Maria'ya der o benim Gungnir'im!!! Bok senin Gungnir'in.Sen salak salak gez ortalıkta bi bok yapama.Hibiki'yi ben anlamıyorum.Değişikbir karekter.
Heleki bu son sezonda 4.sezonda youtube'de herifler dalga geçiyor neden mi?


Çünkü Saint Seiya'ya benziyor.5.sezonda Hibikinin arkadaşı Miku'yu işleyecekler.Bakalım hayırlısı olsun.Birde bu animenin oyununu yapmışlar bir sürü paralel evren var.Ben oynamıyorum fakat videolarını izliyorum.Allah'tan paralel evreninde Kanade yaşıyor.
Kuğu şarkısı eminim bir gün bu karekterlerden birisini öldürecek!

18 Ekim 2017 Çarşamba

♥ Sitenize Saklanan Youtube Videosu Koyma ♥


Herkese merhabalar efenim.Bu yazımda sizlere Sitenize Saklanan Youtube Videosu Koyma kodunu vereceğim.Bu kodu yeni buldum bende ve hemen gerekli ayarlamaları yapıp siteme koydum kodu ve çok hoşuma gitti.Gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra sitenizde şöyle gözüküyor.



Farenizi ''Youtube'' yazan yere götürdüğünüzde direkt açılıyor ve tıklayıp dinleyebiliyorsunuz bir videoyu.

Öncelikle size kodu şöyle bir takdim edeyim.
<style>
#flotante1 {
position:fixed;
top:50px;
right:-250px;
float:right;
width:288px;
display:block;
padding:0;
z-index:1002;
-moz-transition: all 1s;
-webkit-transition: all 1s;
-o-transition: all 1s;
}
#flotante1:hover, #flotante2:hover, #flotante3:hover {
right:0px;
-moz-transition: all 1s;
-webkit-transition: all 1s;
-o-transition: all 1s;
}
div.likeboxwrap {
margin-top:-5px;
margin-left:-45px;
width:238px;
height:325px;
background-color:#fff;
overflow:hidden;
border-radius:10px;
}
</style>
<div id='flotante1'>
<img src='Resim url kodu buraya gelecek' style='float:left;'/>
<div style='background: #Renk kodu buraya gelecek; height:325px; margin-left:38px;padding: 8px 5px 0pt 50px;border-radius: 0px 0px 0px 10px;'><span><div class='likeboxwrap'>VİDEO KODU BURAYA GELECEK</div></span></div></div>
İlk önce bu kodu kopyalayın.Blogger ana sayfasından Yerleşim-->Gadget Ekle--->HTML/JavaScript Gadget'ine basın ardından bu kodu yapıştırın.

Daha sonrasında ise sitenizin yan tarafında çıkacak olan youtube yazılı resmi koymamız lazım.


Bu yazılardan sitenize hangisi uyuyorsa onu koyabilirsiniz yada kendinizde yapabilirsiniz.Resmin url kodunu alıp kodda yazdığım ''Resim url kodu buraya gelecek''yazısını silip kodu oraya yapıştırın.Ardından herhangi bir renk kodu veren siteye girin oradan blog şablonunuza uygun rengin kodunu kopyalayın yanlız yıldızını kopyalamayın kodda yıldız var.Yıldızıda kopyalarsanız kod çalışmaz.Kopyaladıktan sonra ''Renk kodu buraya gelecek'' yazısını silip kodu yapıştırın şimdi gelelim biraz zor kısma.Video kodunu nasıl ekleyeceğiz? Şimdi Youtube'de istediğimiz videoya tıklayalım.


Ardından Paylaş'a basalım.Şimdi karşımıza kısa bir kod çıkacak.Bu kod hiçbir işimize yaramayıp kodu bozup çalışmasını önlüyor.Şimdi biz bu videonun çerçeveli olarak çıkmasını istiyoruz bu yüzden paylaşta çıkan blogger simgesine tıklıyoruz.Yani 4.kutucuğa tıklıyoruz.Karşımıza şöyle bir kutucuk gelecek.


HTML'yi Düzenle kısmına basıyoruz ve koda bakıyoruz.


Width yazan yere 238 height yazan yere ise 325 yazıyoruz ve kodun tamamını kopyalayıp sayfayı kapatıyoruz.Sayfa size uyarı verebilir evet kapatmak istiyorum diyip kapatın.Ardından kodda yazdığım ''Video kodu buraya gelecek''kısmını silip kopyaladığınız kodu yapıştırın.Yapıştırdıktan sonra kaydet'e basın ve Saklanan Youtube videosu sitenizde gözükecektir.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın efenim.

10 Ekim 2017 Salı

♥ Özel Hastaneler....♥


Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız? Beni soracaksanız idare ediyorum işte.Güney Sekreterliğine başvurduğumdan bu yana evde malak gibi yatıyorum.Dünde hem ailemin ''birşey yapmıyorsun ayağına iş mi gelecek'' demesiyle hemde Güney Sekreterliğinden geri dönüş olmaması nedeniyle arkadaşımla gittik çevremizde olan özel hastanelere.Özel hastaneleri sevmiyorum.Haz etmiyorum.İlk önce yakınımızda olan caminin altında özel polikliniklerin olduğu yere gittik.Sekretere söyledik iş başvurusunda bulunacağımızı.Oda verdi bize iş başvuru kağıdını.Doldurduk ettik.Gittik sekreterin yanına.Oda aldı elimizdekileri zımbaladı filan sonrasında gülerek demesin mi ''Arkanızda mavi giysili hanımı görüyor musunuz?Gidip bi şansınızı deneyin''.Aldık kağıtları gittik.Tabi heyecanlıyız hemen mülakat mı olacak hemen işe mi alacaklar diye.Gittik dedik biz iş başvurusunda bulunacağız diye.Odasına gittik.Odasında küçücük birşey.Sanırım oranın insan kaynakları.Kağıtlara baktı.Kağıtlarda da talep ettiğiniz ücret yazıyordu.Arkadaşım 1400-1800 aralığında yazdı ben ise 1600-1800 yazdım.Biraz aç gözlülük yapmış olabilirim.Çünkü asgari ücret 1400 bana az gözüktü ve biz Güney Sekreterliğine başvurduğumuzda bize 1800 tl verileceğini söylediler.Kadın hasta kabul de bir kişilik yer olduğunu ve sadece 1 kişinin alınabileceğini söyledi.Ardından kadın kağıtlara baktı işte.Sonrasında da dedi ''İkiniz aynı yerde oturuyorsunuz aynı okuldan mezunsunuz ve aynı bölümdesiniz.'' Kağıtlara biraz daha baktıktan sonra ''Kim 1600 ücrete yazdı'' dedi '' ''ben'' dedim.Sonrasında bana baktı ve ''Sen bana kafadan gittin.Biz asgari ücretten başlıyoruz ''dedi.Bunu duyar duymaz kendimi afedersiniz ama bok gibi hissettim.Moralım bozuldu.Diğer arkadaşımda sevindi.Sonrasında da dedim.'' O zaman ben gittim.'' Bunu hafif bir tebessümle söyledim sinirim oynadı.Kadın sonrasında da ''Şimdi ben hanginizi işe alayım'' dedi.İçimden geçirdim ulan işe alacak sizsiniz niye bize soruyorsunuz? Tam bunu söylemek dilimin ucuna geldi ama söylemedim.Arkadaşım da birşey demedi.Bende dedim ki ''Gönlünüzden kimi seçmek istiyorsanız seçin''Bir süre baktı bize sonrasında da dedi.Biz kademeli alıyoruz.Üst mevkilerdekiler baksınlar sonrasında geri dönüş yaparız.Teşekkür edip çıktık.Biraz moralim bozuldu ama sonrasında da başka bir özel hastaneye gittik.Burası diğerinden daha güzeldi.Girdik özel hastaneye.Çıktık 6.kata kalite birimindeki genç bir bayana iş başvurusunda bulunacağımızı söyledik oda ''Bu hastane işkurla çalışıyor ve şuan için elemana ihtiyacımız yok.Ama ben size form vereyim doldurun'' dedi.Aldık formları doldurduk.Bizim gibi yeni mezun sanırım oda geldi ve oda doldurdu form.Formları verdik ve çıktık hastaneden.Bu hastanenin formu diğer hastane formlarına göre daha güzeldi.Başka bir hastaneye daha gittik.Oranında formunu doldurduk.Sekreter hayattan bezmiş gibiydi verdik orayada sonrasında bir tane daha yere gittik ordada doldurduk orada da sekreter bizi hemşire zannetmiş ve baş hemşire göndertti bizi.Baş hemşire baktı ''siz Tıbbi sekretersiniz.Burda size iş çıkmaz.Gidin hastanelere başvurun '' dedi.Ben de dedim'' Güney sekreterliğine başvurduk stajda yaptık devlette.Ama biz yinede bırakalım formları'' dedim ve bıraktık.

Dün benim için bok gibi geçti.Özel hastanelerden de işe alacaklarını sanmıyorum.Hele ki o cami altındaki poliklinik yeri.Umut vermekten yada yitirmekten başka birşey yaptığı yok.Üniversiteden arkadaşlardan üçü özelde çalışmaya başlamışlar bile.Kendimi de anlamamaya başladım hem işe başlamak istiyorum hemde bir tedirginlik var yapamayacağım diye.Psikolojiminde bozulduğuna kanaat getirmeye başladım artık.Sinir stres oluyorum evde durduğum her an.Bizim evin yakınlarıda Daruşafaka var yaşlı bakım evi.Acaba oraya tıbbi sekreter alırlar mı diye düşünüyorum ama almazlar.Çünkü orası bir hastane değil ve sürekli kayıt yapılan bir yerde değil.Annem başvur diyor ama emin değilim.Dünkü olayları babama anlattım özellikle cami altındaki poliklinikte olanları dedim ''kadın sanırım oranın insan kaynakları uzmanı gittik odasına küçükcüktü.....''Geri kalanınıda anlattım işte.Babamda şöyle dedi ''O insan kaynakları başı değildir.Başı olan bir kişi asla kaç kontejyan kaldı söylemez ve karşı tarafı ne umutlandırır nede rencide eder.Ni tekimde sen rencide olduğun içinde orada çalışma şevkini zarara uğratmış.Ona da küçük bir yeri kakalamışlar orada sadece çalışan öylesine birisidir.''dedi.

Bu insanları hiç bir zaman anlamayacağım ve anlamakta güçlük çekiyorum.Umuyorum ki bir gün devlete girerim ve turnayı gözünden vururum.Yakın bir zamanda taşeronluk diye birşey kalmayıp herkes memur olacakmış.Bakalım bu ne zaman olacak.KPSS'ye de güvenmiyorum içeride sağlam adamın olmadığı sürece boş.

Herneyse içimi biraz döktüm fakat kendimi yine bok gibi hissediyorum.Sanırım bu his birkaç gün sürer ve geçer.Aşağıya bir video bırakıyorum.Belki şöyle bir göz atarsınız.Ben beğendim.


Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın efenim.

17 Eylül 2017 Pazar

♥ Olan Biten ♥


Herkese merhabalar efenim.Yeniden bir yazımda daha beraberim sizlerle.Okula gidecek arkadaşlara şimdiden başarılar dilerim.Teog'a girecek arkadaşlarada çok çalışın derim gerçi haberlerde Teog'un kaldırılacağına dair haberler olsada o kaldırılsa bile yeni sınav sistemleri çoğaltırlar yeniden.Çalışın dediğim arkadaşlarda çalışmayacaklardır büyük bi ihtimal bunuda ortanca kardeşimden biliyorum.Yan gelip yatıyor elinde sürekli telefon sevdiği Japon grubuyla ilgili şeyler paylaşıyor.Nasıl bulduysa bu grupları gına geldi.Bide asilik çağında ağzını burnunu kırasım geliyor.Atarlanıyor.

Bu yıl meslek lisesine gidecek olanlara da şöyle bir haberim var artık üniversitelere giriş yapmak için Ygs sınavına girmeniz lazım.Direkt geçişler kalktı.Artık insanların sonu hayırlı olsun diyim.

Gel gelelim haberlere.Ben dizi seyretmekten çok haber izlemeyi severim.Haber izleye izleyede bozulmaya yüz tutmuş psikolojim hepten bozulmaya başladı.İnsanlar çıldırmaya saldırgan olmaya başlamışlar.Bi küçücük şey için birbirlerini öldürmeye başlamışlar.Hele ki şu fındık haberleri beni benden aldı.Tamam çiftçi alması gereken parayı alamıyor.E be insan niye o ağaçları kesiyorsun.Açıkçası benim içim yandı bi ağaç kaç yılda büyüyor.Para kazanamadığı için niye ağacı kesiyorsun.Kesme amaçlarıda şudur bence bana göre benim düşüncem ''ben kazanamadım sizde yemeyeceksiniz''.Ulan ağacın size ne zararı oldu.Bu zeytin ağaçları içinde geçerli.Hatırlıyoruz inşaat gibi birşey için zeytin ağaçları gitti.O ağaçlarda zor yetişiyor.Japonya da zeytin en pahalı şey mesela.Kore de şeftaliyi almak için paralı olmak lazımmış.Ama bizim insanımız ne anlar.Bizim insanımız hiç bi boktan anlamaz.Bizim insanımız kendini düşünen bencilin tekidir.İnsalarlar birbirlerini kandıra kandıra güveni kalmamış kendine sonraki nesilleri düşünmüyorlar hiç.Biz bu halimizle hiç bir şey olamayız.Haberler zaten herşeyi açıklıyor sözde demokratik bir ülkeyiz ama demokrasini d si yok.Allah korkusu yok artık kimsede benim aile meseleleri içinde geçerli.Yalan dolan arkadan konuşmalar kul hakkı yemeler...

Benden ne haber onu söyleyeyim.Öncelikle Cuma günü gittim Güney Sekreterliğine iş başvurusunda bulunmak için arkadaşla.Elime başvuru kağıdıyla anket verdiler.Tabi ben iş başvurusunda hiç bulunmadığım için arkadaşıma sordum hep.Oda bana sağolsun yardım etti.Kağıtta üç tane hastane adı yazın diyordu bende evime yakın hastaneleri yazdım.Bilgileri tamamladıktan sonra anketleride doldurdum.Sekreterliğe gelen o kadar çok kişi var ki iş başvurusu için....Annesiyle gelen eşiyle gelen...Doldurduktan sonra güvenlik görevlisine verecektim kağıtları komisyon toplantısı vardı o gün.Toplantı bitmiş ve güvenlik görevlisi elime bir sürü başvuru kağıdı sıkıştırarak ''Hazır şunlarıda ver nede olsa çıkıyorsun vermek için yukarı '' dedi.Aldım arkadaşımla gitti teslim edileceği yere.O kadar çok başvuru var ki elimde.Bu elimdekiler de azmış aslında vereceğim yere girince anladım.Çalışanın masasının üzerinde o kadar çok başvuru var ki...Durumu görünce açıkçası ister istemez düşündüm acaba bu kişiler işe girebilecekler mi? Bende o işe girebilecekler mi dediğim kişilerin arasında geçtim.Arkadaş daha önceden başvurmuştu ve 2 ay bir zaman geçti geri dönüş olmadı daha.Taşeron firma üzerinden işe alınacağım ve 1800 gibi bir maaş olup yemek onlardan yolda benden olacak.Para gayet iyi.Memurlar 2300 gibi bir maaş alıyor nereden baksan 500 tllik bir aralık var ama oda her yıl para artıyor.Diplomayı da sordular ne zaman alacaksınız diyede daha bizim rektör imzalıyor diplomaları 3,5 ay geçti bi veremediler diplomayı :DDD Haberlerde taşeronları memur kadrosuna alacaklarmış diye bir haber gördüm ama yapacaklarını sanmam :DD KPSS denen illetten 84 puan nasıl alacağım kara kara düşünüyorum.Çünkü istediğim hastane 84 istiyor.Bir de artık sağlık teknikeri 4 mü 3 mü 2 mi ne kişi alıyor bazı yerlerde de 1 kişi alıyor.Ösym sitesinden baktım.Bir başka arkadaşım üniversiteden özel hastanelere başvurmuş ama geri dönüş olmamış bakalım ne bok yicem.

Bu arada kurban bayramının 1.gününde 2-2.5 aylık muhabbet kuşum kaçtı.Şerefsiz onu o kadar besleyeyim sen git kafesin minnak yerinden kaç git.Mandallarla da kapatmıştım.Bizim çiftimiz var ve o çiftin kuşuydu.Elime de alıştırmıştım avucumada geliyordu.Ayağından tırnağı kopmuştu kanlı haliyle iyişleştirdim ayağı şişti teramisin sürdüm.Sen git kaç.Öldü mü kaldı mı bilemem.Bi tane daha yavru var oda kendini sakatladı tam yürüyemiyordu şimdi iyileştirdim ama tellere düzgün tutunamıyor ve zıplayamıyor.Bi tanede Boncuk adında sarı dişi kuşum var muhabbet tam oyuncu 8-10 yaşında olmasına rağmen bizi eğlendirmek için elinden geleni yapıyor.Şu an tüyleri yaşlılıktan dolayı kötü oldu.Uçamıyor ve ayaklarında mantardan kaynaklı şişlikler oluyor.Kafesinden de çıkmıyor.Ayağından tırnaklarıda düştü.Bi şekilde bakıyorum.Muhabbet kuşlarını çok severim.Evde en az bir tane kuş sesi olacak.Olmayınca garipsiyorum.Kendimi bildim bileli muhabbet kuşu ya kanaryayla büyüdüm.Yani muhabbet kuşuyla ilgili bi sorunuz varsa sorabilirsiniz :DDD

Diyeceklerim bu kadar.İçimide döktüm diyebilirim.Yazacaklarım bu kadar.Bir sonraki iç döküş yada başka bir yazıda görüşmek üzere hoşçakalın :DD

26 Ağustos 2017 Cumartesi

♥ Friday the 13th the Game ♥


Herkese merhabalar efenim.İvvet son zamanlarda çok ama çok oynadığım ve aşırı çok sevdiğim bir oyunu tanıtacağım.Bu yazım çok ama çok uzun olacak :D Oyunun adı Türkçe'yle ''13. Cuma Oyunu''.Gelelim bu 13.Cuma ne? 13.Cuma filmi yada filmleri bir nevi eskilerden yapılmış bir korku filmi.İlk film Part 1 Jason olarak geçiyor ve film 1980 yapımı bir film.Ardından zaten beş beşe toplam 12 film gelmiş.2017'de de yeni bir filmini çıkartacaklarmış ama iptal edilmiş. 13. Cuma filmlerini hiç mi hiç izlemedim.Ama az buçuk ana karekterini biliyordum.Sağolsun katilere ilgisi olan site yazarlarından karındeşen jack,slendir-man gibi katilleri öğrendik ve bu karekteride oradan gördüm sanırım.Oyununu oynadıktan sonra konusunu öğrenmek amacıyla google amcaya danıştım ve bilgiler edinmiş oldum.

Konuyu kopyala yapıştır yapmayacağım.Kendim anlatacağım kısaca.Jason doğduğundan itibaren (sanırım) bir tür cilt hastalığınında etkisiyle çirkinmiş.Hep Jason'la alay etmişler ve 10 yada 12 yaşında bir kampta çocuklar gelip kafasınada torba geçirip alay edip Jason'u göle atmışlar.Tabi Jason boğularak ölmüş.Yüzmede bilmiyormuş.Bunun üzerine annesi Jason'la alay eden çocukların hepsini öldürmüş.Bir süre sonra kamp görevlileri Jason'ın annesini öldürmüş.Kafasını kesmişler sanırım annesinin.Sonrasında Jason lanetlenip tekrar hayata geri dönmüş.Annesinin kafasını alıp intikam almaya başlamış kampa gelenlerden.Kısacası konu böyle öğrendiğim kadarıyla.

Jason'la anası iyi yapmış oh öldürsünler :D Tabi Jason'ın akli dengesi yerinde değil gibi oyundan öğrendiğim kadarıyla üvey babası Jason'ı dövüyormuymuş ne yapıyorsa annesine anne onu öldür diyormuş hep zarar verdiği için.Anneside kocasını öldürmüş.Jason'un babası kim meçhul.Oyunda annesi bir ad söylemiyor esas babasıyla ilgili ondan korkuyor ve ondan korktuğu içinde korunmak amacıyla bir başka birisiyle evleniyor.Jason üvey babasını kendi babası zannediyor ve onunda mezarını bulup açıp cesedini alıyor yanına.Anneside çocuğunu koruma güdüsüyle gözünü karartmış.

Jason'un yaşadıkları aslında son derece kötü.İnsanların ne kadar da kötü olduklarını gösteriyor bi taraftan.Sonrasında da öldürülüyorlar.Ne ekersen onu biçersin işte :D

Jason tüm kişileri öldürüyor acıma gibi bir durum yok.Annesinin sesini kafasında duyuyor.

Gelelim oyununa oyun Haziran ayında olması lazım 2017 yılında çıktı.Oyun tipik katilden kaçma oyunu.Kaçamadığınız takdirde Jason sizi öldürüyor.Oyun online oynanıyor.Steam'den ps4'ten yada xbox'tan alınabiliyor.Erkek kardeşim Steam üzerinden aldığı için oradan oynuyorum bende.Gelelim parasına.60 Tl oyunun fiyatı.Biraz tuzlu bir fiyat.Değer mi derseniz bana göre değer.Oyunun grafikleri olsun sinematikleri olsun gerçekten ama gerçekten çok güzel.Heleki online olduğu için insanlarla mikrofon yardımıyla konuşabiliyorsunuz.Ben konuşmuyorum fakat konuşanlar konuşuyor.Komik anlara şahit olabiliyorsunuz.İnsanlar komik şeyler konuşuyorlar.Bazılarıda rahatsız ediyor tabi onların konuşmasını engelleyebiliyorsunuz.Oyunda gördüğüm insan tipleri genellikle Rus,Japon,Çin,Amerikalı ve Türklerden oluşuyor.Veletlerde var oynayan.Bazen kendi takım arkadaşınız sizi öldürüp şerefsizlik yapabiliyor fakat yeni güncellemeyle bu yapılamayacak.

Gelelim oyunun içerisindeki karekterlere ve Jason tiplerine

Kurbanlar






Oyuna başlamadan önce hangi kurban ve hangi Jason olmak istediğimizi seçmek zorundayız.Ben genellikle A.J Mason'la oynuyorum kurban olduğumda.Her kurbanın özelliği farklı gizlenmesi olsun.Gücü atağı olsun.Genellikle insanlar Jenny,Deborah ve A.J Mason'u oynuyor.Tabi diğer karekterleri oynayanda var.

Eğer kurbansanız ve ilk siz öldüyseniz ve diğer kurbanlar Tommy'i çağırdılarsa.Tommy siz oluyorsunuz.Bir nevi 2.şans gibi.Tommy 2 kişi öldüğünde oyuna dahil oluyor.


Oyunda eğer kız kurban seçer ve Jason'un evine giderseniz annesinin kazağını alıp onu kandırabilirsiniz.Oyunda Jason'u öldürmekte var lakin iyi bir takım çalışması lazım.

Şimdi Jason'lara gelelim :D

Resimlerdeki Jason'lar her filmde farklı.Bu yüzden bir sürü Jason var.Bu Jason'ların özellikleri de farklı biri koşuyor.Biri koşamıyor.Kurbanı iyi bulup bulamıyor gibi.


Jason olduğumda genellikle bu Jason'u kullanıyorum.Bu Jason koşuyor.Kurbanları yakalamada oldukça hızlı ve bir sürü tuzak kurabiliyor.Tek bir dezavantajı var oda kurbanlardan gelen saldırılar.Kendine zar zor gelebiliyor.Bu Jason'la tüm kurbanları kesebiliyorum.


Gelelim Part 3 Jason'a bu Jason'u kullanmadım.Sol taraftaki orjinal olanı.Sağ taratakide eski atari oyunundaki versiyonu.Bu oyuna kıyafet olarak gelmiş ve sadece Part 3 Jason'da oluyor bu kıyafet.


Part 6 Jason'ı kullandım ve hiç beğenmedim.Koşamıyor.Koşamayan Jasonları pek sevemiyorum açıkçası.



Bu Jason'larıda kullandım sanırım.Bunlarda koşamıyorlar :D O yüzden pek kullanmıyorum.


Bu Jason'ı kullanma şansım olmadı.Yeni levelde açıldı oynayamadım.Koşamıyor ama videolardan izlediğim kadarıyla güçlü gibi.Beğenmezsem oyunlarıma Part 2 Jason'la devam ederim.


Bu Jason nasıl açılıyor hiç bilmiyorum.Ön siparişte veriliyor diyorlar,teklifle satın alınıyor diyorlar anlamadım.Kullanmadığım için yorum yapamayacağım.

Bu arada her Jason'ın öldürme şekilleri farklı.

Şimdi gelelim oyun içi görüntülere





Oyunda Jason maskelerini düşürebilirsiniz.Aşağıya tiplerini video olarak koyuyorum.Video benim değil bir youtube kanalından buraya koyacağım.Sonuçta video çalıntı olmaz kaynak belli :D


Yeni güncellemeyle kurbanlara ifadeler eklenecekmiş.Ayriyetten kurban ve yeni Jason gelecekmiş.

Bu tür oyunları seviyorum.Aksiyon ve korku bir arada.

Herneyse evet efenim ben burada yazımı sonlandırıyorum.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın.

23 Ağustos 2017 Çarşamba

♥ İlbis: Ölüm Okyanusu Oyun İncelemesi ♥


Herkese merhabalar efenim.Bugün yeni bir yazıyla bir incelemeyle karşınızdayım efenim.Bu yazımda sizlere Türkiye'de yapılmış ilk kendi seçimlerimizi yapabileceğimiz bir oyunla karşınızdayım.Bu oyundan başkada bizim ülkemizde yapılan böyle bir oyun görmedim açıkçası.Oyun aslında resimli roman gibi bazı seçim anlarında bir seçim yapmamızı istiyor ve o seçime göre oyunda şekilleniyor.

Eğer okumayı sevmiyorsanız öncelikle bu oyunu oynarken sıkılabilirsiniz.Fakat benim gibi okumayı seviyorsanız oyunu seveceğinize eminim.Oyunda okuma metinleri resimlerle veriliyor ki buda hem anlama hemde insanda beğeni bakımından oldukça hoş.Oyundaki görsel resimler ve karekter dizaynlarıda gayet güzel.Konusuda oldukça ilginç ve sürdürülebilir bir konusu var.Oyun Türk Mitolojisi ve Kültürünü iyi bir şekilde yansıtıyor.Aşağıya Google Play'de yazılı olan konuyu kopyala yapıştır yapıyorum.Konu yazmada üşengeçim birazcık :DD

Konusu

Örtülü sırların dengesi bozulduğunda, gökle yer bulandı ve yeniden düşman oldu. Tüm sırlar ifşa olmak istediğinden, olacak olan daha fazla ertelenemedi. Güneş, savaş bitinceye dek söndü ve ay ışıklarını yitirdi. Dünyaya büyük bir yıkım geldi. Alçin sıradan bir üniversite öğrencisi iken beklenmedik bir şekilde yaşam ve ölüm arasında kaldı. Kaderin ona neler sakladığının farkında olmadan, ateş ve suyun dünyasında sıra dışı olaylarla mücadele edebilecek mi? Yaptığın seçimler Alçin’in geleceğini değiştirebilecek mi? İlbis: Ölüm Okyanusu seçimli hikaye oyunumuzu oynarken, Alçin’in maceralı yolcuğu senin seçimlerin ile şekillenecek!

Oyun şuan için sanırım Google Play'de var.Belki apple indirme mağazalarına gelebilir.Oyunu indirdiğiniz takdirde sizden e-posta ve şifre oluşturmanızı isteyecek.Yapın birşey olmaz :D Bu oyunu hem kız hemde erkeklerde oynayabilir.Sırf kızlara itafen yapılmış bir oyun değil bana göre.Yakın zamanda bu oyunu yapan oyun fırması tarafından kızlara özel bir otome oyunuda gelecekmiş.Hayırlısı olsun diyelim ve oyun için görüntüleride aşağıya koyayım.




Oyuna bir şans verip oynamanızı tavsiye ederim.Bu yazımında sonuna geliyorum.Biliyorum oyun tanıtımı pek oyun tanıtımına benzemedi ama olsun :D Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın :D

8 Ağustos 2017 Salı

♥ Sitede 9.Yıl ♥


Herkese merhabalar.İvet bugün büyük bir gün.Ne bu büyük gün!! Tabi ki bir site sahibi ve bu yazı yazma konusundaki 9.yılım.Bir alkış alayım.Lütfen!! Havayı fişekleri atın havaya pat pat pat !!! Beni takip eden veyatta etmeyen herkese teşekkür ederim.Gel gelelim bu site işlerine nasıl başladım.Şurda sohbet ediyoruz değil mi? Anlatayım da gitsin.İster okur ister okumazsınız size silahla yazımı oku diyecek birisi değilim sonuçta :D Site kurmak istediğim de 5.sınıfa gidiyordum yılda 2008'di.O zamanlar bilgisayar yada internet kavramı bizler için yeniydi.İnternette gezinirken blogcu bağlantılı siteler vardı ve o siteler bizler için göz alıcıydı.Grafik sitelerinden tutun çizgi film içerikli bir sürü çeşit çeşit siteler vardı.Bunları görünce bende gaza geldim ve anneme anlattım.Ondan da izin alınca blogcu sitemi açtım.Tabi blogcu adımı gerçek ismimi vererek açmadım!! Buda bi itiraf olsun.Eski sitemi bilen bilir bilmeyen de varsa boşverin o sitemi.Blogcu alemi o kadar güzeldi ki.Okuyucu kitlen vardı.Onlarla konuşurdun.Tanınmış blogcularda vardı.Tabi onların yanından ayrılmayan fanları mı diyim okuycuları mı diyim vardı işte insanlar.Hele ki grafik üzerine şeylerde biliyorlarsa havalarından geçilmezdi.Bi şablon yapmak içinde sitelerine yorum isterlerdi.Elbet bende yardım aldım bazılarından ama grafik işlerinin hepsini tek tek ben öğrendim.Hiç bi site yazarı bana yardım etmedi.Şablon yapmayı öğrendim.Benim ilk zamanlarda photoshop'tan bile haberim yoktu.Site başlıklarını paint'ten yapardım.Sonra sonra photoshop programının var olduğunu öğrendim.Öğrendikten sonra nelerin nasıl yapıldığını yine ben tek başıma öğrendim.Kısacası bu site işlerinde bana kimsenin yararı olmadı.Blogcu zamanlarının iyi yanı okuyucularınızın sizin yazılarınızı okumasıydı.Blogcu sitesi 2012 yılında site sahiplerinin özgün şablon yapmalarını kısıtladı ve bir çok site sahibi ya site işini devam ettirmedi yada blogger'a geçip orada yazı yazmaya devam ettiler ki bende devam eden kişilerden biriyim.2012'den bu yana bu sitede yazılarımı yazıyorum.Valla bu sitede okuyucu kitlem var mı bilmiyorum varsa da eminim ki birkaç parmak geçmeyecek şekildedir.Malum şimdi insanlar video çekipte içlerinden geçenleri anlatıyorlar.Bizim gibi sitelerde unutulup gidiyor.Unutulup gitmemek içinde bir makyaj sitesi mi olmak lazım para yardımı gelsin okuyucular gelsin yada başka blogger sahiplerine gidip yalakalık mı yapmam lazım çözemedim açıkçası :D Emeğinin karşılığını alıyor musun? diyede sorarsanız bende şöyle cevap verebilirim hayır almıyorum.Bundan sonrada almak istemiyorum.Bu site benim kendi depom haline geldi.He diyeceksin bu kadar yazıyı kime yazıyorsun açıkçası kendime yazıyorum.Hem unutmamak için programsal dersleri yazı olarak yazıyor hemde oyunları bir bir tanıtıyor birşey bulduysam yapıştırıyorum yazıma.Elbet nasiplenenlerde vardır.Youtube'de ki yorumcu kitlesi burda da olsaydı belki de site yazarları sevinirdi.Kim bilir...

Herneyse kendim neler yapıyorum onuda anlatayım.Bu yıl ki yaz stajım 11 Temmuz'da bitti ve ben hala mezun olmama rağmen diplomamı alamadım.Ağustos yada Eylül ayında veriliyormuş diploma.Geçici diploma almadım iş için.Şunun şurasında ne kaldı diyip bekliyorum esas diplomamı almayı.Diplomayı aldıktan sonrada sv hazırlayıp vereceğim güney sekreterliğine iş başvuru dilekçemi.Git taşerona derlerse işkur'a gidip oradan başvururum.Evde kös kös oturmak canımı sıkıyor.Hiç olmazsa hem çalışır hem para kazanır hemde zamanımı geçiririm.KPSS zaten 2018'de olacak girerim bakarım puanıma olmadı yine taşeron devam ederim.Özel hastenelerde çalışmak istemiyorum.Devlete girerim oh mis.Bakalım şu an beklemedeyim.Malum başvursam bile hemen işe alacaklar mı?Sonuçta torpille çalışılan bir yerde yaşıyoruz öyle değil mi? Bu arada bunu okuyan okuyucum eğer devlet hastanesinde iş imkanı varsa beni oraya alın direk :D 

İvet yazıma burada son vermek ister ve sizlere görüşmek üzere diyip kaçar giderim :))

6 Ağustos 2017 Pazar

♥ Crash Bandicoot ♥


Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız görüşmeyeli bakimm.Vallacığıma 1 aylık bir yazı yazmayışımın ardından tekrar geldim efenim.Sitemden ayrıldığım yok sadece eskisi gibi yazı yazasım gelmiyor.Okuyucular olmasa bile burayı sanırım kendi depom haline getirecğim :DD Ne yapıyorum ne ettim gibi günlük tarzı bir yazıyı kafam eserse içimi dökmek için yazarım.Bakayım duruma göre.Evvet efenim bu gün ki yazım Crash Bandicoot üzerine olacak.Yeni nesil belki bilmeyebilir (yada bilebilir) bu oyun eski jenerasyon kişiler için çok ama çok sevilen bir oyun.İlk Ps1 aldığımda Crash'in Crash Bash oyunu verilmişti o oyunu oynadıktan sonra bu karekterin diğer oyunlarını (kaçak) aldım ve oynadım :D Heyt be!!Eskiler aklıma geldi.Bu tanıtacağım Crash oyunu Crash'in ilk oyunu ve yanlış söylemiyorsam 1996 yapım bir oyun.Oyun gerçekten grafikler olsun müzikler olsun çok güzel.Yani ben seviyorum.Geçtiğimiz günlerde de Crash'in ilk üç oyununu barındıran yeni versiyonunu çıkardılar.Açıkçası Ps4'üm olmadığı için oynayamadım lakin videolarını izledim ve ne biliyim pek içime sinmedi oyun.Belki de eski versiyonuna alıştığım içindir.Oyunun konusuna elirsek şöyle açıklayabilirim.

KONUSU

Kötü fizikçi Dr.Neo Cortex dünyayı ele geçirmeyi planlarlar. Bunun için buldukları hayvanları Cortex Vortex adında bir makine ile mutantlaştırırlar ve kendi muhafızları olarak çalıştırırlar. Fakat Cortex'in yardımcısı Nitrus Brio'nun küçük bir hatası yüzünden Crash Bandicoot adındaki bir Bandicoot faresi oradan kurtulur. Fakat kız arkadaşı (sevgilisi) Tawna Dr.Neo Cortex'in elinde tutsak tutulur.Crash deney yerinden kaçtıktan sonra kendini 3 adadan ilkinde bulur ve Tawna'yı kurtarmak için bu adalardaki tuzakları ve bölümleri geçip.Sonuncu bölümde Dr.Neo Cortex'i yenip Tawna'yla birlikte uzaklaşırlar.


Oyunun konusu kısaca böyle.Oyuna hemen başlarsanız konuyu pek anlamayabilirsiniz.Çünkü oyun hemen sahilde başlıyor fakat oyuna giriş sayfasında bir süre beklerseniz oyun kendini ilk önce kısa bir demo oynayışla ardından tekrar oyuna giriş ekranı bir süre bekleme ve ardından kısa bir sinematik animasyonla (intro) sizi bilgilendirecektir.


Oyunda toplam 2 tane son var.Birinci son oyunu rastgele kutuları parçalamayıp hapire ölüp sonunda Dr.Neo Cortex'le savaşmak.İkinci son ise oyunu tüm herşeyi 100'de 100 yapıp bitireceksiniz,tüm kutuları patlatacaksınız ve bütün elmasları toplayacaksınız..Tabi elmasları toplamak içinde bölümlerde ölmeyeceksiniz.(Bunu da yeni öğrendim kaç yıl sonra)Bu elmaslar size yol yapacak ve o yoldan gidip direk Tawna'ya ulaşacaksınız ve kuşla birlikte gideceksiniz.

1.son


2.son


Yok ben uğraşamam kutu mutu derseniz.Oyunu direk 1.sonla bitirin.Yok ben uğraşıp bitiririm ve saatlerim iharcarım diyorsanız 2.sonla bitirebilirsiniz.Benim gibi çakallar ise şöyle yapar.Oyunun ilk başında ''Password''kısmına basar kodu girer ve oyunu tümüyle tamamlayıp sonrasında ilk başından başlar tüm  bölümleri bitirir ister 1 ister 2.sonla bitiririm.


Alın size şifre :D

Gelelim karekterlerimize


Crash Bandicoot: Bir Bandicoot faresidir. Dr.Neo Cortex tarafından mutantlaştırılmıştır. Fakat Cortex'in çalışanlarından Nitrus Brio'nun hatası yüzünden iyi biri olur ve dünyayı kurtarmaya başlar.



Aku Aku: Tiki maskesidir. Neo Cortex'in patronu Uka Uka'nın ikiz kardeşidir fakat iyi kalplidir ve Crash'in korucusudur.


Neo Cortex: Crash'in baş düşmanı ve yaratıcısıdır. Amacı dünyayı ele geçirmektir.


Nitrus Brio: Dr.Neo Cortex'in asistanıdır. Hayvanları mutantlaştırma işini o yapar. Fazla sakar ve hatalıdır.


Tawna Bandicoot: Bir tilkidir. İlk serilerde Crash ile sevgiliydi fakat sonradan Crash'i terkeder ve Pinstripe Potoroo ile sevgili olur.


Fake Crash: Crash'in sahte ve kötü kalpli bir kopyasıdır. Yapımcılar onu yaratırken Japonya'daki Crash'in berbat yapılmış bir peluş oyuncağından esinlenmişlerdir.


Ripper Roo: Mavi bir kangurudur. Neo Cortex'e çalışır. Akıl hastasıdır.


Pinstripe Potoroo: Bir faredir. Neo Cortex'in çalışanıdır ve bir mafya çetesinin başıdır. Crash'in eski sevgilisi Tawna ile çıkmaktadır.



Papu Pummel "Papu Papu": N.Sanity adasının ağasıdır. Adanın bir köşesinde adamlarıyla birlikte çetesi vardır.



Koala Kong: Neo Cortex'in çalışanlarındandır. Koala'dır. Güçlü bir karakterdir.


Oyun bu karekterlerden oluşuyor.Gelelim oyunun işleyişine 100 tane wumpa meyvesinden toplarsanız 1 can geliyor.Aku aku maskesinden 3 kere alırsanız sonsuz oluyorsunuz.Aku aku maskesi sizi koruyor ölmemenizi sağlıyor ama çukurdan aşağı düşmede sizi kurtaramıyor maalesef ki.


Eğer oyunun müziklerini dinlemek ve indirmek isterseniz aşağıdaki tıkla yazısına tıklayın indirme sitesine gidersiniz.


Şahsen ben müziklerini telefonumda zil sesi olarak kullanıyorum.

Not: Yukarıdaki resme tıklayıp müzik listesine girip baktığınızda müziklerden bazıları eksikse aşağıdaki resme tıklayıp listeden CB1 adıyla başlayıp sırasıyla müzikleri ya dinleyebilir yada indirebilirsiniz.


----------------------------------------


Yukarıdaki ''Tıkla'' yazılı resme tıkladığınızda da eğer oyunu bilgisayarda simülatör eşliğinde oynamak isterseniz oyunu indireceğiniz site çıkar karşınıza.

Oyunu Ps1 ile oynayabilir yada Ps1 simülatörü indirerek oynayabilirsiniz.Sitemde programlar kısmına tıklayarak yazıya ulaşabilirsiniz ps1 simülatörü ile ilgili.

Oyun içi birkaç görüntü paylaştıktan sonra yazımı bitireceğim.





Oyun bilgisi verme konusunda en uzun yazı bu oldu sanki.Herneyse efenim bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın :)